Şehir hayatından sıkılıp işi bıraktı! Kendini ata tohumlarına adadı
Evli ve 2 çocuk annesi Eylem Bombatepe 2 üniversite bitirerek iş hayatına başladı. 4 yıl önce şehir hayatından sıkılan Bombatepe, iş hayatına son verip, Çanakkale’nin merkeze bağlı Musaköy’de küçük bir çiftlik kurarak kendini atalık tohumların devamlılığına adadı. Her yıl çiftliğindeki bahçesinde yüzlerce yıllık atalık tohumları eken Bombatepe, bu tohumları daha sonra takas tohum şenliklerinde insanlarla paylaşarak, atalık tohumların sürdürülebilirliğini sağlamayı amaçlıyor.
Üniversiteyi bitirdikten sonra iş hayatını başladığını söyleyen Bombatepe, “İş hayatımla uzun bir süre devam ettikten sonra şehirde sıkıldığımı fark ettim. Köy hayatı her zaman daha güzel, ilginç, yaşam doluydu. Orada bir hayat vardı. O hayata katılmak istedim. İlk önce köyden bir tane arazi aldık. Oraya ev yaptık. Oraya sebzeler ekmeye başladık. Ata tohumlarını zaten hep ilgiliydim. Daha da ata tohumlarını çoğaltmaya, toplamaya başladım. Sürekli ata tohumlarını ekip çoğaltıp tohumlarını insanlarla paylaşmaya başladım. Yerel tohum takas şenliklerinde tohum paylaşımlarında bulunmaya başladım. Şu an bir çiftlik evimiz var. Tavuklarımız, bıldırcınlarımız, ördeklerimizle, bahçelerimizle, sebzelerimizle doğal bir köy hayatı yaşıyoruz. Burada insan yaşadığını hissediyor, yaşlanmadığını hissediyor. Hayatı dolu dolu yaşıyorsunuz. Şehirdeki kaostan her zaman uzaksınız. Burada sürdürülebilir, devam eden bir hayat var” ifadelerini kullandı.
‘KURUTARAK ERTESİ YIL İÇİN SAKLIYORUZ’
Bu sene atalık tohumların arasında 12 bin yıllık Sorgül buğdayının ekimini yaptığını söyleyen Bombatepe, “Bunlar değiştirilmemiş, orijinal tohumlar. Genleriyle hiçbir şekilde oynanmamış. Atalarımızdan bize yadigar gelen tohumlar. Ata tohumları doğal seçilimle günümüze geliyorlar. Yani siz ektiğiniz sebzeden tohum alıyorsunuz. O tohumu toprağa atıyorsunuz. Doğaya uyumlu olan, bu ülkenin iklimine, mevsimine, hastalıklarına, böceklerine, zararlılarına dayanıklı olarak büyüyor ve yine ondan tohum alıyorsunuz. Yine aynı tohumu ekiyorsunuz. Bunlar bu ülkenin tohumları. O yüzden sürdürülebilir tohum kullanıyorum. En sağlıklısı ve bize en uygun olan tohumlar bu tohumlar. Bu tohumlar 700 yıllık, 1000 yıllık arasında değişebiliyor. Mesela kara kılçık buğdayının kökeni çok eskilere dayanıyor. 5 bin yıllık bir kökeni var.
5 bin yıldır bu ülkenin tohumu. Yine 700 yıllık domatesler var. Bunlar, elden ele, nesilden nesle aktarıla aktarıla günümüze kadar gelmiş tohumlar. Bahçemde yine her çeşit sebze, domates, biber, patlıcan, kabak ekiyorum, büyümelerini gözlemliyorum. Türlerini, verimliliklerini ne kadar zamanda ne kadar gelişim gösterdiklerini kayıt altına alıyorum. Daha sonra bunları hasat zamanı geldiğinde yine tohumlarını alarak, kurutarak ertesi yıl için saklıyoruz” diye konuştu.